SUÇ İŞLEME SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI

Suç işleme nedeniyle boşanma davası, eşi küçük düşürücü bir suç işleyen ve işlenen bu suç nedeniyle eşiyle yaşaması kendisinden beklenemeyecek olan eşin açacağı boşanma davasıdır. Yargılamada mahkeme, suç işlenip işlenmediğine, işlenmişse suçun küçük düşürücü olup olmadığına ve davacının işlenen bu küçük düşürücü suç nedeniyle evliliğe devam etmesinin mümkün olup olmadığına bakacaktır. Yazıda Yargıtay kararları ışığında konu detayına girilmiştir.

Suç İşleme Sebebiyle Boşanma Davası

Türk Medeni Kanunu, boşanma nedenlerini saymıştır. Sayılı bu boşanma sebepleri, özel ve genel boşanma nedenleri olarak ayrılmaktadır. Genel boşanma nedenine ilişkin bilgilere şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası konusunda yer verilmiştir. Özel boşanma nedenlerinden olan zina sebebi ile boşanma ile hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma incelenmişti.

İşbu yazıda ise, bir diğer özel boşanma sebebi olan suç işleme sebebiyle boşanma incelenecektir.

Suç İşleme Sebebiyle Boşanma Davası Nedir?

Boşanma ile ilgili hususları düzenleyen Türk Medeni Kanunu, eşin suç işlemiş olmasına özel bir düzenleme getirmiştir. Buna göre suç işleme sebebiyle boşanma davası, eşi küçük düşürücü bir suç işleyen ve işlenen bu suç nedeniyle eşiyle yaşaması kendisinden beklenemeyecek olan eşin açacağı boşanma davasıdır.

Kanundaki Yeri

Türk Medeni Kanunu madde 163 şöyle;

Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler … ve bu sebeplerden ötürü onunla yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

demektedir. Madde, kanunun ikinci bölümünde boşanma sebepleri arasında sayılmıştır.

Dava Şartları

Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere kanun, suç işleme nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için şu şartları aramaktadır:

  • Diğer eş, küçük düşürücü bir suç işlemiş olmalıdır,
  • Küçük düşürücü suç işleyen eşle yaşaması diğer eşten beklenememelidir.

Suç işleme nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için öncelikle davayı açan kişinin eşinin bir suç işlemiş olması gereklidir. Kanunilik ilkesi gereği bir davranışın suç sayılabilmesi için bu davranışın kanunda mutlaka suç olarak belirtilmiş olması gereklidir. Örneğin eğer hırsızlık ceza yasamızda suç olarak tanımlanmamış olsaydı, hırsızlık toplum tarafından ne kadar kötü karşılanırsa karşılansın suç olarak nitelendirilemeyecekti. Eylem, ahlak, din ve/veya örf adet kurallarına aykırı olabilir. Ama suç olabilmesi için mutlaka kanunda suç olarak tanımlanmış olmalıdır. Bu nedenle öncelikle eşin gerçekleştirdiği eylemin suç olup olmadığına bakmak gereklidir. Bundan sonra gündeme, hangi suçların küçük düşürücü olduğu konusu gelecektir. Yasa, küçük düşürücü suçu tanımlamamakta ya da sıralamamaktadır. Küçük düşürücü ya da yüz kızartıcı suçlar, toplumsal tabanlı ahlaki değerlerin hoş karşılamadığı, ortaya çıktığı takdirde insanın yüzünü kızartan ve toplum tarafından şiddetli şekilde dışlanmasına sebep olan suçlar diye tanımlanabilir. Örneğin; hırsızlık, cinsel saldırı, cinsel istismar, dolandırıcılık, gibi suçlar bu kapsamda sayılır. Ancak genel itibarla küçük düşürücü sayılmayan suçlar da, olayın özelliklerine göre küçük düşürücü suç haline gelebilir. Belirtildiği üzere hangi suçların küçük düşürücü olduğu, hangilerinin olmadığı belirli değildir. Buna boşanma davasına bakan hakim karar verecektir. Örneğin, kasten öldürme suçu temelde küçük düşürücü bir suç olarak görülmese de, eşin kardeşinin öldürülmesi suçu küçük düşürücü hale getirebilecektir.

Yasanın koyduğu diğer kural, işlenen suç nedeniyle diğer eşten, suçu işleyen eşle ortak hayata devam etmesi beklenememelidir. Örneğin kocası hırsızlık suçunu işlemiş kadın için eğer bu durum onunla yaşamasını çekilmez kılıyorsa, kadın boşanma davası açabilecektir. Aksi halde suç işleme nedeniyle boşanma davası açamayacaktır. Açtığı takdirde boşanma davası reddedilecektir.

Bir diğer önemli husus, işlenen suç nedeniyle hüküm kurulmuş olmasının zorunlu olmamasıdır. Açık ifadeyle, evlilik süresi içerisinde bir suç işlenmiş ancak yargılama yapılmamışsa dahi, suç işleme nedeniyle boşanma davası açılmasında sakınca yoktur.

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Diğer boşanma nedenlerine dayalı boşanma davalarında olduğu gibi suç işleme nedenine dayalı olarak açılacak davada da yetkili mahkeme, eşlerden birinin ikamet ettiği ya da eşlerin beraber olarak son 6 ayda oturdukları yer mahkemesidir. Davada görevli mahkeme ise aile mahkemesidir.

Hak Düşürücü Süre ya da Zamanaşımı

Terk, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma nedenlerinde hak düşürücü süreler bulunsa da, yasa koyucu tarafından suç işleme nedeniyle boşanma davasında hak düşürücü süre koyulmamıştır. Hak düşürücü süre ya da zamanaşımı bu türdeki davalar için söz konusu değildir. Ancak, suçun işlendiğinin bilinmesine rağmen çok uzun süre ortak yaşamın devam etmesi halinde açılacak dava, dürüstlük kuralına uyulmaması nedeniyle reddebilecektir.

Suç İşleme Nedeniyle Boşanma Davasında Avukatın Önemi

Temelde kişiler boşanma davalarını kendileri takip edebilirler. Ancak yukarıda da açıklandığı üzere, suç işleme nedeniyle boşanma davasının şartlarının mevcut olayda bulunup bulunmadığının tespiti, davranışın suç olup olmadığının ve suç olması halinde bu suçun küçük düşürücü olup olmadığının belirlenmesi, suçun ortak hayatın devamını mümkün kılıp kılmadığının değerlendirilmesi ve tüm bunların hangi deliller ile ispat edilmelerinin mümkün olduğu hukuki bilgi ile ortaya çıkabilecektir. Bu nedenle bu türdeki davaların avukat ile takibi hem davanın usul ekonomisi, hem ulaşılmak istenen amaca ulaşılabilmesi hem de davanın red ile sonuçlanmaması için oldukça önemlidir. Zira her dava aslında dava dilekçesi ile başlar ve yine aynı dilekçe ile biter.

Beylikdüzü avukat, esenyurt avukat, büyükçekmece avukat, beylikdüzü boşanma avukatı, esenyurt boşanma avukatı, büyükçekmece boşanma avukatı, beylikdüzü ceza avukatı, beylikdüzü iş hukuku avukatı, beylikdüzü icra avukatı, büyükçekmece ceza avukatı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir