İCRA MAHKEMESİ KARARLARININ HUKUKİ NİTELİĞİ

İCRA MAHKEMESİ KARARLARININ HUKUKİ NİTELİĞİ NEDİR?

İcra mahkemelerinin kuruluş amacı, icra ve iflas hukuku çerçevesinde icra organlarınca yürütülen cebri icra yetkisinin hukuka ve kanununa uygunluğu denetlemektir. İcra mahkemeleri icra dairelerinin işlemleri incelemek kendilerine yapılan şikâyet ve itirazlara ilişkin uyuşmazlıkları çözüme bağlamaktadır. Takip hukuku çerçevesinde icra mahkemesinin seri yargılama yapması gerekliliğinden genel mahkemelere nazaran yargılama yetkisi sınırlı olup, çoğu zaman sadece yazılı belge üzerinden inceleme yapmaktadır.

İcra mahkemesinin yargılama konusunu takip hukuku çerçevesinde ortaya çıkan uyuşmazlı seri bir halde sonuca bağlamaktır. İşte bu nedenle, icra mahkemesinin takip hukuku çerçevesinde verdiği kararların genel mahkemeler açısından kural olarak kesin hüküm teşkil etmemektedir.

İcra Mahkemesinde Yargılama Usulü

İcra mahkemesinde uygulanacak olan yargılama usulü HUMK. md. 507-511 arasında düzenlenmiş olan basit yargılama usulüdür. (İİK.md. 18 )

İcra mahkemeleri genel olarak icra ve iflas takibi sırasında doğan uyuşmazlıkları sınırlı ve biçimsel olarak incelemeye ve karar bağlamaya yetkili olup, genel mahkemeler gibi geniş yetkili bir mahkeme değildir. Bu mahkemelerde kural olarak tanık dinlenmez, yemin teklif edilemez, bilirkişi incelemesine başvurulamaz.  Mahkemelerin bu sınırlandırılmış yetkisinden ötürü icra mahkemesinin takip hukukuna ilişkin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. (HUMK md. 237) Mahkemenin takip hukukuna ilişkin kararları sadece o yürütülen takip konusu bakımından tarafları bağlar ve sadece takip hukuku anlamında kesin hüküm teşkil eder. Bunu sonucu olarak icra mahkemesi tarafından verilen karar daha sonra genel mahkemelerde dava konusu yapılabilir fakat icra mahkemesi önünde tekrar yargılama konusu yapılamaz. Örneğin, icra mahkemesi ödeme emrine itirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verirse, bunun anlamı borçlu aleyhine icra takibine devam edilebileceği olup, borçlunun gerçekten o borçla yükümlü olduğu kararı çıkmaz. Takip borçlusunun icra mahkemesinin kararına rağmen genel mahkemelerde istirdat davası (İİK. md. 72/ 8 ) açıp borçlu olmadığını kanıtlama imkanı olup, borçlu olmadığı parayı geri alma olanağına sahiptir.

İCRA MAHKEMESİ KARARLARININ KESİN HÜKÜM TEŞKİL ETMESİ

Medeni usul hukukunda kesin hüküm, bir yargısal kararın verilmesinden sonra, aynı taraflar aynı konu ve aynı dava sebebine dayanarak, yeniden dava açılamayacağına ilişkin bir özelliktir. İcra mahkemesinin şekli anlamda kesinleşen kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. İcra mahkemelerinin sınırlı yargılama yetkisi olduğu ve sınırlı yargılama yetkisi nedeniyle de verdiği kararlarının etkisinin sadece o takip açısından etkili olur.

İcra mahkemeleri tarafından verilen ve şekli manada kesinlik arz eden kararlar icra takibi zaviyesinden ve aynı takip için kesin hüküm teşkil ederler.Yeni bir takipte veya takip mevzuunun mahkemeye intikalinde ise hiçbir bağlayıcılık kuvvetine haiz değildirler.
Örneğin, alacaklı daha önce ilamsız icra takibi yapmış, icra mahkemesi itirazın kaldırılması talebini reddetmiş, bundan sonra aynı borçluya karşı yeni bir ilamsız takip yapmış ise, borçlu bu yeni takipte, birinci takipte verilmiş olan itirazın kaldırılması talebinin yeniden reddini sağlayabilir.

Buna karşılık, icra mahkemesinin takip hukukuna ilişkin kararları sonradan mahkemelerde açılan davalarda, maddi anlamda esas hak bakımından kesin hüküm teşkil etmez. Bu duruma örnek olarak ise, itirazın kaldırılması talebinin reddi kararı yalnız kovuşturmanın sonucu yönünden önemli olup, alacak hakkının varlığı veyahut ödenip ödenmesinin gerekip gerekmediği yönünde asla kesin hüküm teşkil etmez.

Bu nedenle icra mahkemesince verilen kararlara rağmen çoğu kez, aynı taraflar arasında aynı konu ve aynı sebebe dayanılarak genel mahkemelerde dava açılmasında kesin hüküm engeli yoktur.

Şikâyet Üzerine Verilen Kararları

Şikâyet, takip hukukuna özgü bir müessese olup, bu hukuk dalına ait bir kanun yolu olarak kabul edilmiştir. İcra organlarının muamelelerinin kanun hükümlerine veya takip hukukunun anlam ve ruhuna aykırı ise, şikâyet yoluna başvurularak düzeltilecektir.

Şikâyet icra mahkemesi tarafından basit yargılama usulüne uygun olarak incelenecektir. İcra mahkemesi şikâyeti duruşmalı ve duruşmasız olarak inceleyebilir, inceleme sırasında tanık ve bilirkişi incelemesine, gerektiğinde keşfe başvurabilir.

Şikâyet hakkında verilen karar, sadece somut bir şikâyet prosedüründeki söz konusu uyuşmazlığın çözümü açısından geçerlidir. İcra mahkemesinin şikâyet hakkında verdiği kararlar kesin hüküm teşkil etmez.
Daha sonra yapılacak takiplerde bu karara dayanılarak kesin hüküm itirazı öne sürülemez. Yani daha sonra yapılacak aynı taraflar arasındaki bir başka takipte, aynı konu ve aynı sebebe dayanılarak şikâyette bulunulabilir. Örneğin, bir takip sırasında borçlunun evinin haczedilmesi sonrasında yapılacak olan haczedilemezlik şikâyetinin kabul edilmemesinin ardından yapılacak bir başka takip için borçlu yine haczedilemezlik şikâyetinde bulunabilir. Fakat şikâyeti çözümleyen kararın aynı takip açısından kesin hüküm teşkil ettiğinin kabulü gerekir. Fakat takibin ileri safhasında meydana gelen olayların önemli ölçüde değişmesi halinde, şikâyet yoluna başvurulduğuna yeni olaylara uygun yeni karar verilebilir, önceki karar kesin hüküm etkisi doğurmaz.

İcra mahkemesinin şikâyet üzerine verdiği karara karşın aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı sebebe dayanılarak genel mahkemelerde dava açılabilir. Bu kararlar hakkında genel mahkemelerde dava açma hakkının mahfuz olması nedeniyle de bu kararlar kesin hüküm teşkil etmez.

İcra mahkemesinin şikâyet üzerine ihalenin feshi talebinin reddine ilişkin kararı istisnai olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder.

İcra mahkemesinin diğer davalardaki sınırlı inceleme yetkisinden farklı olarak istihkak davasında genel hükümlere göre inceleme yapabilmesi istihkak davası sonucunda verilen kararın kesin hüküm teşkil edip edemeyeceği tartışmasına neden olmuştur.

Doktrinde bazı yazarlar söz konusu davanın kesin hüküm teşkil ettiği görüşünü savunmaktadırlar. İstihkak davası icra mahkemesi tarafında genel hükümlere göre incelenmekte olup, istihkak davasının maddi hukuk açısından teknik anlamda bir davadır. İcra mahkemesi hakimi delilleri genel mahkemelerde olduğu gibi serbestçe değerlendirerek kararını verir.

Bu davalarda icra mahkemesi görev alanına giren diğer davalardan farklı olarak hâkim takip hukukunun dar kalıpları içinde hareket etmez. Bu gerekçelerle icra mahkemesinin istihkak davaları sonucunda verdiği kararlar kesin hüküm teşkil edeceği kanaatindedirler.

Aksi görüşü savunan yazarlar ise; icra mahkemelerinde görülen istihkak davasının takip hukuku davası olup, sadece takip hukuku alanında sonuç doğuracağını ve davanın hukuki mahiyetinin alacaklı tarafından haczedilen mallar üzerinde, üçüncü şahsın istihkak iddiası dolayısıyla,  cebri icraya devam edilip edilemeyeceğinin belirlenmesi olduğu gerekçesiyle; istihkak davası sonucu verilen kararın kesin hüküm teşkil etmeyeceği görüşünü savunmaktadırlar. Bu görüşü savunan yazarlara göre, bu dava, borçlu ile 3. kişinin birbirlerine karşı olan maddi hukuk alanındaki haklarını etkilemez.
 İcra ve İflas Kanununda 538 sayılı kanun ile yapılan değişiklik öncesinde, iflasta istihkak davalarına Ticaret mahkemeleri bakmaktaydı ve bu mahkemenin vereceği hükmün kesin hüküm teşkil edeceği herkes kabul ediyordu. Bu değişikliğin amacı hacizdeki istihkak davaları ile görev bakımından uyum sağlanması ve bu davalar süratle sonuçlandırılmasıdır. Ancak bu değişiklik sırasında mahkemenin inceleme yetkisi bakımından herhangi bir farklılık meydana getirilmedi. Yani, icra mahkemesi davayı tam yetkili olarak incelemekte ve karara bağlanmaktadır. Bu gerekçe ile de icra mahkemesi tarafından verilen istihkak iddiası kararının kesin hüküm teşkil ettiğinin kabulü gerekir.

Sonuç olarak, iflas davasında ve mahcuz mala istihkak davasında, borçlunun ve müflisin davaya taraf olmaları halinde verilen hükmün üçüncü kişi ile müflis veya borçlu arasında kesin hüküm teşkil eder.

Kural olarak İcra Mahkemesi kararlarının kesin hüküm teşkil etmediğini belirttik. Kanaatimizce, bu kendine özgü mahkemelerin kararlarının kesin hüküm teşkil etmemesinin asıl nedeni, yargılama esnasında maddi gerçeği aramaktan çok, takip hukuku çerçevesinde uyuşmazlığı çözüme ulaştırmayı amaçlamalarıdır. Bu nedenle Usul hukuku genel hükümleri çerçevesinde de olsa sınırlı bir yargılama yapmaktadır. Özellikle, belirtildiği gibi kural olarak, yargılama süresince tanık dinlenemez, yemin teklif edilemez, bilirkişi incelemesine ise sınırlı hallerde başvurulabilir. Tam bir yargılama yapmayan bu mahkemenin kararlarının kesin hüküm teşkil etmesi olanaksızdır.

Fakat sınırlı sayıda da olsa genel usul hükümleri çerçevesinde yargılama yaptığı hallerde, takip hukuku çerçevesinde de olsa verdiği kararların maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceği görüşünde olup, aksi halin usul ekonomisine aykırı olduğunu savunan görüşe katılıyoruz.

İstihkak davasına ilişkin icra mahkemesi kararın kesin hüküm teşkil ediğ etmeyeceği hakkında ise, bu kararın alacaklı ve borçlu arasında da kesin hüküm teşkil ettiğinin kabulü için, borçlunun davanın tarafı olması halinde kabul edilmelidir. Aksi halde, verilen kararın taraflarının farklı olmasından ötürü kesin hüküm vasfından yoksun kabul edilecektir.

Esenyurt Avukat, Beylikdüzü Avukat, Büyükçekmece Avukat ile iletişim bilgilerinde yer alan telefon numarasını arayarak görüşme sağlayabilirsiniz.

“İCRA MAHKEMESİ KARARLARININ HUKUKİ NİTELİĞİ” için 4 yorum

  1. Tarlaya koyun girdi ürüne zarar verdj diye icraya verdik. Karşı tarafın itirazı üzerine dosya icra hukuk mahkemesinde görüldü. Davamız kabul oldu. Miktar itibariylede kesin karar dendi. Karşı tarafın yokluğunda. Dosyanın kesinleşmesini istiyorum ve bundan sonraki işlemler nasıl olacak. Yol gösterir misiniz

    1. İcra dosyasından haciz için talepte bulunabilirsiniz. Daha kapsamlı bilgi için bizi arayarak bilgi alabilirsiniz.

  2. Merhabalar.
    Arkadaşımın babası iflas etti. Ancak zamanında çekmiş olduğu parayı arkadaşımın hesabı üzerinden çekmiş. İcra mahkemesi arkadaşım üzerine açıldı. Babası borcun kendisine ait olduğunu belirtti. Fakat mahkeme 1 ay ertelendi. Bu mahkemenin sonucu hapis olur mu? Borç bildiğim kadarıyla 300.000₺ civarında.

    1. Dosya incelemeden bilgi veremiyoruz. Randevu alarak ofisimizi ziyaret edebilirsiniz. İyi günler dileriz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir