BİBER GAZI İLE YARALAMA – BİBER GAZININ SİLAH NİTELİĞİNDE OLDUĞU – KASTEN YARALAMA
Özet: Kasten yaralama suçunda; sanığın suçta kullanmış olduğu biber gazının silah niteliğinde olduğu gözetilmelidir.
TARAFLAR ARASINDA BAŞLAYAN KAVGADA SANIĞIN TABANCAYLA KARIN BÖLGESİNE ATEŞ ETMESİ – ÖLDÜRME KASTININ OLUP OLMADIĞININ DEĞERLENDİRİLEREK GÖREVSİZLİK KARARI VERİLMESİ GEREKTİĞİ
Özet: Katılanla sanık arasında başlayan kavgada, sanığın boğuşma sırasında tabanca ile ateş ettiği, bu atışın isabet almadığı, ikinci kez ateş etmesi sonucu katılanın karın bölgesinden yaralandığı olay sonrası düzenlenen raporda “yaralanmanın yaşamını tehlikeye sokan duruma ve kemik kırığına neden olduğunun” bildirilmesi, atışın yakın mesafeden olduğuna ilişkin uzmanlık raporu, taraflar arasında olay öncesi yaşanan tartışma, yaralanmanın yeri ve niteliği, kullanılan aracın elverişliliği gözetildiğinde, sanığın kastının öldürmeye yönelik olup olmadığı hususunda delilleri takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
7 EL ATEŞ EDEREK KASTEN YARALAMA – TEMEL CEZANIN, ASGARİ SEVİYEDEN AYRILMAYI GEREKTİRECEK MAHİYETTE OLMASI GEREKTİĞİ
Özet: Suçun işleniş tarzı, meydana gelen tehlikenin ağırlığı, sanıkların suç işlemeye ilişkin tevali eden eylemleri karşısında kasıtlarının yoğunluğu, suçta kullanılan elverişli vasıta ile 7 el ateş edilmiş olması ve mahkemece aynı olaya ilişkin katılana yönelik kasten yaralama suçunda cezanın teşdiden verilmiş olması karşısında; sanıklar hakkında TCK’nın 86/2. maddesi uyarınca verilen temel cezaların asgari seviyeden ayrılmayı gerektirecek mahiyette olması gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.
KİRALANANIN GALİP VASFININ BELİRLENMESİ – SÜRE BİTİMİ NEDENİYLE TAHLİYE – BİLİRKİŞİDEN DENETİME ELVERİŞLİ RAPOR ALINMAMASI
Özet: Kiralanan hakkında uygulanacak yasa hükmünün belirlenmesi için öncelikle kiralananın galip vasfının belirlenmesi gerekir. Nitekim TBK’un 347. maddesi ancak taşınmazın konut yada çatılı işyeri vasfında olması halinde uygulanabilir ve kiralanan çatılı işyeri hükümlerine tabi ise süre bitimi nedeniyle tahliyesi istenemez. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü için öncelikle mahallinde keşif yapılarak kiralananın galip vasfının belirlenmesi ve kiralananın 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine mi, yoksa Türk Borçlar Kanunu’nun konut ve çatılı iş yeri kiralanmasına ilişkin hükümlerine mi tabi olduğu konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak belirlenmesi, davalının keşide ettiği 02.12.2014 tarihli ihtarnamenin tebliğ belgesi getirtilip feshin süresinde olup olmadığı tespit edilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
KATILANIN YÜZDE SABİT İZ KALACAK VE 5. DERECE KEMİK KIRIĞI OLUŞACAK ŞEKİLDE YARALANDIĞI – BİRDEN FAZLA NİTELİKLİ HALİN BİR ARADA BULUNMASI – TEMEL CEZA TAYİN EDİLİRKEN TCK 3 VE 61 DİKKATE ALINARAK ALT SINIRDAN UZAKLAŞILMASI GEREKTİĞİ
Özet: Katılanın hem yüzde sabit iz kalacak hem de ağır (5.) derece kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda; birden fazla nitelikli halin bir arada bulunması nedeniyle TCK’nın 3. maddesindeki orantılılık ilkesi ve TCK’nın 61. maddesi dikkate alınarak, TCK’nın 86/1 maddesince temel ceza tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği gözetilmeyerek sanık hakkında eksik ceza tayini bozmayı gerektirmiştir.
DENETİM SÜRESİ İÇERİSİNDE BAŞKA BİR SUÇUN İŞLENMESİ – AÇIKLANMASI GERİ BIRAKILAN KARARIN AÇIKLANMA KOŞULLARININ OLUŞUP OLUŞMADIĞI – DETAYLI DOKTOR RAPORU ALINMADAN HÜKÜM KURULMASI
Özet: Sanık hakkında kasten yaralama suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra denetim süresi içinde tehdit suçunu işlediği ve işlemiş olduğu tehdit suçundan hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, açıklanması geri bırakılan kararın açıklanma koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, mağdurun burun kemiğinde oluşan kırığın hayat fonksiyonlarını kaçıncı derece etkileyeceğine dair rapor alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SSÇ HAKKINDA AYIRMA KARARI VERİLEN DOSYA KARARA ÇIKMAMIŞ İSE MEVCUT DOSYAYA BİRLEŞTİRİLMESİ GEREKTİĞİ – SANIK, MAĞDUR BEYANLARI VE ADLİ TIP RAPORUNA GÖRE KASTEN YARALAMA SUÇUNUN İŞLENDİĞİNİN SABİT OLDUĞU
Özet: Suça sürüklenen çocuk hakkında suç tarihi itibari ile 18 yaşını doldurmaması sebebi ile ayırma kararı verilen dava dosyası karara çıkmamış ise fiili irtibat nedeniyle bu dosya ile birleştirilmesi, karara çıkmış olması halinde ise dosyanın onaylı bir örneğinin dosya arasına alınması gerektiğinin gözetilmemesi, (…) Sanığın aşamalarda elinde bıçak olduğuna ve kavga esnasında bıçağı rastgele salladığına dair beyanları, mağdurun kovuşturma aşamasında kendisini sanığın yaraladığına dair beyanı ve … Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün … tarihli raporuna göre sanığın kasten yaralama suçunu işlediği sabit olduğu halde mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.
YAŞAMI TEHLİKEYE SOKACAK ŞEKİLDE YARALANMA – YARALAMA NETİCESİNDE YÜZDE SABİT İZ – HAYAT FONKSİYONLARINI AĞIR DERECEDE ETKİLEYEN KEMİK KIRIĞININ MEYDANA GELMESİ – CEZANIN BELİRLENMESİNDE ORANTILILIK İLKESİNİN İHLAL EDİLMESİ – BİRDEN FAZLA NİTELİKLİ HAL İHLALİNE NEDEN OLAN SANIK HAKKINDA TEMEL CEZADAN HÜKÜM VERİLEMEYECEĞİ
Özet: Sanığın eylemi neticesinde katılandaki yaralanmanın, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olduğu, yüzde sabit iz niteliğinde olduğu, ayrıca hayat fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyen kemik kırığının meydana gelmesine sebebiyet verdiği olayda, birden fazla nitelikli hal ihlaline neden olan sanık hakkında TCK’nin 86/1. maddesince temel cezaya hükmedilirken meydana gelen zararın ağırlığı ve kastının yoğunluğu da dikkate alınarak TCK’nin 61. ve TCK’nin 3. maddesindeki orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, bozmayı gerektirmiştir.
KASTEN YARALAMA – KARŞILIKLI YARALAMA-TARAFLARIN GÜÇLERİNİN ORANTISIZLIĞI – HAKSIZ TAHRİK HÜKÜMLERİ YERİNE MEŞRU SAVUNMA HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASI – CMK 223/2-D UYARINCA BERAAT KARARI VERİLMESİ GEREKİRKEN CEZA VERMEYE YER OLMADIĞINA KARAR VERİLMESİ
Özet: Tartışma sonrası alkollü sanık …’ın elinde bıçak olduğu halde, diğer taraf olan alkollü sanıklar ile aralarında çıkan kavga sonrasında, basit tıbbi müdahale ile iyileşecek şekilde yaralandıkları ve birbirlerinden şikayetçi olmadıkları olayda, sanıklar …, …, …’ün sanık …’a karşı olan eylemlerinde, karşılıklı yaralanmaların nitelikleri, olaya karışanların güçlerinin orantısızlığı, olayın gelişimi, kendi beyanlarına göre sanıkların her birinin ayrı ayrı müşteki sanıkla saldırıyı defetmekten çok katılarak kavgaya tutuştuklarının anlaşılması karşısında, saldırıya ve savunmaya ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekliliğinin olayda bulunmamasına rağmen, sanıkların haksız tahrik altında kasten yaralama suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi gerekirken, sanıklar hakkında TCK’nın 25. maddesinin uygulanması, (…) meşru savunmadan yararlanan sanıklar …, … ve … haklarında CMK’nın 223/2-d maddesi uyarınca beraat kararı verilmesi gerekirken, sanıklar hakkında ceza vermeye yer olmadığı kararı verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.
KATILANI BASİT TIBBİ MÜDAHALE İLE GİDEREBİLECEK ŞEKİLDE YARALAYAN SANIĞIN, KATILANIN KALP RAHATSIZLIĞINI ÖNCEDEN BİLİP BİLMEDİĞİNİN ARAŞTIRILMASI GEREKTİĞİ – “YAŞAMINI TEHLİKEYE SOKAN BİR DURUMA NEDEN OLMA”NIN ADLİ TIP KRİTERLERİ DOĞRULTUSUNDA BASİT TIBBİ MÜDAHALE İLE GİDERİLMESİNİN MÜMKÜN OLMAMASI – TCK’YA GÖRE EKSİK CEZA TAYİN EDİLDİĞİ
Özet: Katılanın, sanığın işletmeciliğini yaptığı lokantaya müşteri olarak gidip çorba içtikten sonra gelen hesaba itiraz etmesi üzerine sanık ile katılan arasında tartışma çıktığı, birbirlerine hakaret ettikleri, tartışmanın kavgaya dönüştüğü, sanığın katılanın göğsüne ve yüzüne yumrukla vurduğu, olay yerinden iş yeri çalışanları tarafından uzaklaştırılan katılanın hastanede yatan oğlunu ziyarete gittiği, yaşadığı olayı hastanede bulunan kızı olan tanığa anlattığı, bunun üzerine tanık ile birlikte tekrar sanığa ait iş yerine gittikleri ve polisi çağırdıkları, sonrasında katılanın kalp krizi geçirdiği, katılan hakkında düzenlenen Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu raporuna göre, katılanın yumuşak doku lezyonuna neden olan yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğ ancak olayın efor ve stresiyle katılanda mevcut kalp damar hastalığının akut hale geçerek akut miyokard enfarktüsü geliştiği, dava konusu olayla geçirdiği kalp krizi arasında illiyet bağı bulunduğu ve geçirdiği kalp krizinin kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olduğunun belirtildiği olayda; katılanı basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralayan sanığın katılanın kalp rahatsızlığını önceden bilip bilmediği araştırılıp, bildiğinin tespit edilmesi halinde sanığın eyleminin bilinçli taksirle yaralama suçunu, bilmediğinin tespit edilmesi halinde ise taksirle yaralama suçunu oluşturup oluşturmayacağının karar yerinde tartışılmaması; sanığın eyleminin taksirle yaralama suçu olarak kabul edilmesi halinde, hakaret suçu ile birlikte her iki suçun uzlaştırmaya tabi olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması; sanığın katılanı yaralamasında netice sebebiyle ağırlaşmış yaralama niteliğindeki “yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olma”nın adli tıp kriterleri ve Dairemiz uygulamalarına göre basit tıbbi müdahale ile giderilmesi mümkün bulunmadığı gözetilip, temel cezanın TCK’nın 86/1 maddesi uyarınca tayin olunması gerekirken TCK’nin 86/2 maddesi uyarınca tayin edilmesi suretiyle ve sanık hakkında TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini bozmayı gerektirmiştir.
SİLAHLA KASTEN YARALAMA-KİŞİNİN GÖZÜNDE İŞLEV ZAYIFLAMASI YA DA YİTİRİLMESİ NİTELİĞİNDE YARALAMA OLUP OLMADIĞININ TESPİTİ – YARALAMA İLE SANIKLARIN EYLEMİ ARASINDA İLLİYET BAĞININ BULUNUP BULUNMADIĞININ TESPİTİ – HAKSIZ TAHRİK NEDENİYLE YANLIŞ İNDİRİM ORANI UYGULANMASI – İNFAZ YETKİSİNİ KISITLAYACAK ŞEKİLDE ADLİ PARA CEZASININ ÖDENMEMESİ DURUMUNDA HAPSE ÇEVRİLECEĞİNE KARAR VERİLMESİ
Özet: Katılanın tedavi evrakları temin edilip mevcut raporları ile birlikte Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, katılanın gözünde işlev zayıflaması ya da yitirilmesi niteliğinde yaralanma olup olmadığı ve bu yaralanma ile sanıkların eylemi arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususunda rapor aldırılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (…) Sanıkların cezasından “ilk eylemi kimin başlattığı tam olarak belli olmadığından” şeklindeki gerekçe ile TCK’nın 29. maddesi uyarınca (1/4) oranında indirim uygulanması gerekirken (1/2) oranında indirim uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini bozmayı gerektirmiştir.
POLİS MEMURLARINA HAKARET EDEN VE MEMURLARI TEHDİT EDEN ŞAHSIN AYNI ZAMANDA POLİS MEMURUNU YARALAMASI VE NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞAN HALLERİN GERÇEKLEŞMEMESİ HALİNDE SADECE ALT SINIRDAN AYRILMAK SURETİYLE GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN OLUŞACAĞI – ADİL SİCİL KAYDINDAKİ İLAMIN HAGB’YE DAİR KARARLARDAN OLMASI NEDENİYLE ERTELEMEYE ENGEL OLUŞTURMAYACAĞI
Özet: Sanığın şüpheli sıfatı ile polis merkezine getirildiği, polis memurlarına yönelik hakaret, tehdit sözleri söylediği, sigara içmeye başladığı, bunun üzerine kendisinden sigara paketini ve çakmağını isteyen polis memuruna yumruk atarak yaraladığı olayda; sanığın eyleminin görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturması ve yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşan hallerinin gerçekleşmemesi nedeniyle TCK’nın 265/5 maddesi gereğince sanık hakkında yaralamanın niteliğine göre alt sınırdan ayrılmak suretiyle sadece görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken ayrıca yaralama suçundan da hüküm kurulması ve sanığın adli sicil kaydındaki ilamının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlardan olması nedeniyle ertelemeye engel oluşturmadığı gözetilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle sanık hakkında TCK’nın 51. maddesine göre yaralama suçundan verilen hapis cezasının ertelenmemesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
İŞTİRAK HALİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN KASTEN YARALAMA ŞEKİLDEKİ EYLEMİN KASTEN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS SUÇUNU OLUŞTURABİLECEĞİ VE BU DELİLLERİ DEĞERLENDİRME YETKİSİNİN AĞIR CEZA MAHKEMESİNE AİT OLDUĞU GÖZETİLEREK GÖREVSİZLİK KARARI VERİLMESİ GEREKTİĞİ – MAKTULE AİT RAPORDA YAŞAMSAL TEHLİKEYE NEDEN OLABİLECEK BİRDEN ÇOK YARALAMA OLMASI NEDENİYLE TCK 86/1 GEREĞİNCE ASGARİ HAD AŞILARAK CEZA VERİLMESİ GEREKTİĞİ – UYAP SİSTEMİNDEN ALINAN GÜNCEL NÜFUS KAYDINA GÖRE MAHKEMENİN HÜKÜM TARİHİNDEN SONRA VE TEMYİZ İNCELEME TARİHİNDEN ÖNCE SANIĞIN ÖLDÜĞÜNÜN ANLAŞILMASI KARŞISINDA TCK 64 GEREĞİNCE KAMU DAVASININ DÜŞÜRÜLÜP DÜŞÜRÜLMEYECEĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİ
Özet: Sanıklar hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde; sanıkların iştirak halinde hayati tehlike geçirecek şekilde bıçakla kasten yaralaması şeklinde gerçekleşen eylemlerinin, suçta kullanılan saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, maktulun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri esas alınmak suretiyle sanıkların eyleminin kasten adam öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturabileceği ve bu suçla ilgili delilleri değerlendirme yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilmeden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması; maktule ait raporda yaşamsal tehlikeye neden olan birden çok yaralanma olduğunun bildirilmesine, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına göre, TCK’nın 86/1 maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken sonuç cezaya etki edecek düzeyde asgari had aşılarak tayin edilmemesi; sanık hakkında kasten yaralama, konut dokunulmazlığını ihlal ve hürriyetten yoksun kılma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden yapılan incelemede; UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kayıt örneğine göre sanığın mahkemenin hüküm tarihinden sonra, temyiz inceleme tarihinden önce “25/10/2017” tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, bu durumun mahkemesince araştırılarak kamu davasının TCK’nın 64. maddesi uyarınca düşürülüp düşürülmeyeceğinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.
BASİT TIBBİ MÜDAHALEYLE GİDERİLEBİLECEK NİTELİKTE KASTEN YARALAMA – FACEBOOK ÜZERİNDEN ALEYHE PAYLAŞIMLARDA BULUNMA
Özet: “Muhalefet Şerhi; … Sonuç olarak…. belediye başkanı. katılanı Mal Müdürlüğü …,…. görevleri sırasında katılanın dilekçesinde ileri sürdüğü Belediyeye yönelik işlemlerininde etkisiyle dövdürmek amacıyla sanık …’i azmettirdiği, …’in de belediye zabıtaları olan … ve … ile belediye işçisi …’ı katılanı dövmesi için azmettirdiği, … ve …’ın katılanın yerini tespit edip telefonla sanık …’ye bildirerek yardım ettikleri, sanık …’nin de olay tarihinde tanınmamak amacıyla çorap ve şapka takarak katılana yumruklarla vurmak suretiyle onu basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek nitelikte yaraladığı anlaşılmakla katılanın temyiz isteminin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.”
KASTEN YARALAMA SUÇUNUN KONUŞMADA SÜREKLİ ZORLUĞA, YÜZDE SABİT BİR İZE VE ÇOCUĞUN VAKTİNDEN ÖNCE DOĞUMUNA NEDEN OLMASI NEDENİYLE HÜKÜM FIKRASINDA TCK 87/1-D OLARAK YAZILMAMASININ MAHALİNDE HÜKME EKLENMESİ MÜMKÜN EKSİKLİK OLARAK KABUL EDİLDİĞİ VE BOZMAYI GEREKTİRDİĞİ – SANIĞA VERİLECEK CEZANIN EKSİK HESAPLANMASININ TCK 87/1-D’NİN UYGULANARAK 5 YILA ÇIKARILACAK OLMASI NEDENİYLE SONUCA ETKİLİ OLMAMASI VE BOZMAYI GEREKTİRMEDİĞİ
Özet: Sanığın eylemi sonucu mağdurun yaşamsal tehlike geçirecek şekilde yaralanması nedeniyle kurulan hükümde yaşamsal tehlike geçirmesinin yanında, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, konuşmasında sürekli zorluğa, yüzünde sabit ize ve gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olduğunun yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası ve uygulanan kanun maddesinin 87/1-d yerine 87/1. olarak eksik gösterilmesi mahallinde hükme eklenmesi mümkün eksiklik olarak kabul edildiğinden ve sanık hakkında TCK’nın 86/1, 86/3-e maddeleri uyarınca tayin edilen 1 yıl 6 ay hapis cezasının TCK’nın 87/1-d maddesi gereğince bir kat artırım ile 2 yıl 30 ay hapis cezası yerine 1/2 oranında artırıma tabi tutularak 1 yıl 15 ay olarak belirlenmesi TCK’nin 87/1-d-son maddesi uyarınca cezanın 5 yıla çıkarılması karşısında sonuca etkili görülmediğinden tebliğnamedeki düşüncelere iştirak edilmeyerek kararın onanmasına karar verilmiştir.
SAĞLIK RAPORUNDA KEMİK KIRIĞININ HAYATİ FONKSİYONLARINA ETKİ DERECESİNİN BELİRTİLMEMESİNİN VE TCK 87/3’E GÖRE CEZADA ARTTIRIM YAPILMAMASININ BOZMAYI GEREKTİRDİĞİ – 160 PROMİL ALKOLLÜ MÜŞTEKİNİN EV HALKINA SALDIRMASI ÜZERİNE SANIĞIN EYLEMİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİ NEDENİYLE HAKSIZ TAHRİK HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASI GEREKTİĞİ
Özet: Kamu davası, kasten yaralama suçuna ilişkindir. Müştekinin yaralanmasına ilişkin Ödemiş Devlet Hastanesi’nce düzenlenen raporda, ”sol ön kolda radius+fibula kırığı” olduğunun belirtildiği ancak kemik kırığının hayati fonksiyonlarına etkisinin kaçıncı derece olduğunun belirtilmediği gözetilmeden yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ile hüküm kurulması ve kurulan hükümde TCK’nin 87/3 maddesine göre arttırım yapılmayarak sanığa noksan ceza tayini; 160 promil alkollü olan müştekinin yeni doğacak çocuğunun kız olacağını öğrenmesi üzerine ev halkına karşı agresif davranışlar sergilediği ve kendisini sakinleştirmeye çalışan kardeşi sanığa saldırması sebebiyle sanığın üzerine atılı suçu işlediği olayda; 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.
SANIĞIN ADLİ SİCİL KAYDINDA BULUNAN VE HAGB YÖNÜNDEN İHBARA KONU OLAN MALA ZARAR VERME SUÇUNA İLİŞKİN HÜKÜMDE UZLAŞTIRMA İŞLEMİ UYGULANIP UYGULANMADIĞI ARAŞTIRILMASI GEREKTİĞİ – TCK 6/1 (F)-4 UYARINCA YARALAMANIN SİLAH SAYILAN ARABA İLE GERÇEKLEŞTİRİLMESİ NEDENİYLE TCK 86/3 (E) MADDESİNİN UYGULANMAMASININ BOZMAYI GEREKTİRDİĞİ – TCK’NIN 87/3 MADDESİNDE KEMİK KIRIĞININ HAYAT FONKSİYONLARINA ETKİSİNE GÖRE CEZANIN ARTTIRILACAĞI ORANIN ÜZERİNDE ARTTIRIM YAPILMASININ BOZMAYI GEREKTİRDİĞİ
Özet: Kamu davası, kasten yaralama suçuna ilişkindir. 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nın 253. maddesi ile uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden ihbara konu olan TCK’nın 151. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunun uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmış olmakla sanığın adli sicil kaydında bulunan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden ihbara konu olan hükümde uzlaştırma işlemi uygulanıp uygulanmadığı araştırılarak sonucuna göre hüküm tesisinde zorunluluk bulunması; sanığın, mağduru TCK’nın 6/1-f-4 maddesi uyarınca silahtan sayılan araba ile yaraladığı olayda sanık hakkında 86/3-e maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini ve Adli Tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ila ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve TCK’nın 87/3 maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında artırılmasının öngörülmüş olması karşısında, mağdur hakkında düzenlenen adli raporda vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin orta (2.) derece olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK’nın 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak sanığın cezasında (1/3) oranında artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini bozmayı gerektirmiştir.
HAKİMİN REDDİ YOLUNA GİDİLMEMESİNE RAĞMEN RE’SEN GÖZETİLMESİ – KARARDA YAPILAN MADDİ HATANIN BOZMA NEDENİ YAPILAMAYACAĞI
Özet: 3.Ceza Dairesinin usulden bozma kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etmiş ve dosya tekrar daire önüne getirilmiştir. Başsavcılık yaptığı itirazda, sanığın kasten yaralama suçunu işlediğinin sabit bulunduğu bu sebeple tanıkların dinlenmesine gerek kalmadığı, bu durumda ancak hakimin reddi yoluna gidilebileceği ancak bu yola başvurulmadığı, CMK’nın 24. maddesi gereğince ret sebebi sayılmayan bu durumun temyiz incelemesi sırasında re’sen gözetilmemesi gerektiğini belirtmiş söz konusu itiraz daire tarafından kabul edilerek bozma kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
SANIĞIN GÖNÜLLÜ VAZGEÇME HÜKMÜNÜN UYGULANMASINI GEREKTİRECEK BİR ÇABASININ OLMAMASINA RAĞMEN KASTEN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS YERİNE GÖNÜLLÜ VAZGEÇMENİN KABULÜ İLE KASTEN YARALAMA SUÇUNDAN MAHKUMİYET KARARI VERİLEMEYECEĞİ – İKİ NİTELİKLİ HALİN GERÇEKLEŞMESİ HALİNDE FİKRİ İÇTİMA KURALLARI GEREĞİNCE HER İKİSİNDEN AYRI ARTIRIM YAPILAMAYACAĞI VE BU DURUMUN ANCAK TEMEL CEZANIN BELİRLENMESİNDE ALT SINIRDAN UZAKLAŞMA NEDENİ YAPILABİLECEĞİ
Özet: Sanığın kullandığı silahın niteliği, darbelerin şiddeti, sayısı ve yöneltildiği vücut bölgeleri ile meydana gelen yaralanmanın niteliği birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının eşi olan katılanı kendisini aldattığı inancıyla öldürmeye yönelik olduğu ve TCK’nın 36. maddesinde düzenlenen gönüllü vazgeçme hükmünün uygulanmasını gerektirecek ciddi bir çaba içinde olduğunu gösterir bir yön bulunmadığı cihetle sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs yerine suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek sanığın eyleminden gönüllü vazgeçtiğinin kabulü ile kasten yaralama suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, kabul ve uygulamaya göre; sanığın yaralama eylemi sonucunda katılanın hem yaşamsal tehlike geçirmesine hem de vücudunda kemik kırığına neden olacak şekilde yaralanmış bulunması karşısında, bu durumun ancak temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşma nedeni yapılabileceği ve fikri içtima kuralları gereğince sanık hakkında hüküm kurulurken yalnızca en ağır cezayı gerektiren sayılı TCK’nın 87/1-d, son maddesi gereğince artırım yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde TCK’nın 87/3. maddesi gereğince de ayrıca artırım yapılması bozmayı gerektirmiştir.
SUÇ NİTELİĞİNDE YANILGIYA DÜŞÜLMESİ – NİTELİKLİ KASTEN YARALAMA – HAKARET – BASİT KASTEN YARALAMA
Özet: Sanık hakkında basit kasten yaralama suçu yönünden kurulan mahkumiyet hükmünün vehakaret suçu bakımından kurulan beraat hükmününonanmasına, nitelikli kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün ise; hedef alınan vücut bölgesi, etkili mesafeden ateş edilmesi nedeniyle kullanılan vasıtanın elverişliliği değerlendirildiğinde sanığın eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastın öldürmeye yönelik olduğundan suç niteliğinde yanılgıya düşülmesi gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.