Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uygun davranılırsa ceza kararının ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine yol açan bir cezanın bireyselleştirilmesi kurumudur (CMK md.231). Erteleme, takdiri indirim gibi bireyselleştirme kurumlarında mahkeme kararı birtakım hukuki sonuçlar doğrururken, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunda ortada sonuç doğuracak bir mahkeme hükmü yoktur. Mahkeme, hukuk sisteminde sonuç doğuracak şekilde kararını henüz açıklamamış, açıklamayı geri bırakmıştır. HAGB kararı, kişinin medeni, siyasi veya özel yaşamına hiçbir kısıtlama getirmeden adeta sanığa ikinci bir şans tanır. HAGB kararı, suç işleyen kişinin hayatına ceza hukuku müdahalesini adeta askıya almaktadır.
Yargıtay
14. Ceza Dairesi 2017/7422 E. , 2018/7718 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre; sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı TCK’nın 109/2 ve 109/3-f maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda 04.07.2012 tarihinde beraat kararı verildiği, bu kararın O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından sanık aleyhine temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi neticesinde sanık hakkında TCK’nın 109/2 ve 109/3-f uyarınca mahkûmiyet hükmü kurulması gerektiği gerekçesiyle bozulmasına rağmen mahkemece 11.11.2016 tarihinde 5237 sayılı TCK’nın 109/1, 109/3-f ve 62/1. maddeleri uyarınca kurulan 1 yıl 6 ay hapis cezasına ilişkin hükmün 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, bu karara yanlızca sanığın itiraz etmesi üzerine Bergama Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabul edilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırıldığı,dosyanın yeniden Bergama 1. Asliye Ceza Mahkemesine gelmesi üzerine de mahkemece 5237 sayılı TCK’nın 109/2, 109/3-f ve 62/1. maddesi uyarınca sanığın 3 yıl 4 ay hapis cezası ile mahkumiyetine karar verildiği dikkate alınarak yapılan incelemede gereği düşünüldü.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5271 sayılı CMK ‘nın 231/12. maddesine göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının, 5271 sayılı CMK’nın 267 ile 271. maddeleri arasında düzenlenen ve olağan kanun yollarından olan itiraz kanun yoluna tabi olduğu, Ceza Muhakemesi Kanununda itiraza ilişkin düzenlemeler arasında ceza miktarı yönünden karar verme yasağına ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmediği, aleyhe bozma yasağına ilişkin olarak düzenlemenin, olağan kanun yollarından olan temyize ilişkin hükümlerin yer aldığı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 326. maddesinin 4. fıkrasında ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun
307/4. maddesinde belirtildiği, bununla birlikte ceza hukukunda kanunilik ilkesinin bir sonucu olarak yasaklanan ve kanunda açıkça suç olarak gösterilmemiş olan bir fiilin, kanunda yer alan ve söz konusu fiile en çok benzeyen suça ilişkin hükümler uygulanmak suretiyle cezalandırılması şeklinde tezahür edebilecek kıyas metodunun ceza hukukunun aksine ceza muhakemesi hukukunda kural olarak serbest olduğu ve ceza muhakemesi hukukunda genişletici yorum yapılabileceği gözetildiğinde aleyhe bozma yasağının düzenlediği 5320 sayılı Kanunun 8. Maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin, itiraz kanun yolunda uygulanması mümkün olduğundan, somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı aleyhine yalnızca sanık tarafından itiraz kanun yoluna başvurulduğu, bu sebeple aleyhe değiştirme (bozma) yasağı gereği ilk verilen ceza miktarından daha fazla cezaya karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.12.2018 tarihinde üyeler … ile …’ın karşı oyları ve oy çokluğuyla karar verildi.
Beylikdüzü Ceza Avukatı, Esenyurt Ceza Avukatı, Büyükçekmece Ceza Avukatı Av.Burak GÜN ile 0 552 298 92 18 numaralı telefonu arayarak iletişime geçebilir ve konuyu detaylıca görüşmek için randevu alabilirsiniz.